Skip to main content

TÜRKÇE

استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: وَاِذَا سَأَلَكَ عِبَادِى عَنِّى َفِانِّى َقَرِيبٌ  اُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِى َوَلْيُؤْمِنُوا بِى لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ.

قال رسول الله {صلعم}: اَلدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ

Muhterem Mü’minler

Bu haftaki hutbemiz DUANIN EHEMMİYETİ hakkındadır.

Dua, sözlük manası ile davet gibi çağırmak manasına geldiği halde; küçükten büyüğe ve aşağıdan yukarıya doğru vaki olan istek ve yalvarma için isim olmuştur. Duanın hakikati ise, kulun Rabbi’nden imdad dilemesi ve yardım talep etmesidir. Acizliğini bilen, muhtaç olduğunun şuurunda olan ve kusurunu itiraf eden kimseler, mutlak güç sahibi olan Allah’a dua ederler ki, kulluğun manası ve gereği de budur.

Zira büyüğüne yalvarmak yerine, kendisinin büyük olduğunu zannederek onunla mücadeleye girişenler, merhametle değil de cezalandırılmakla muamele görürler.

Furkan Suresi’nin 77. Ayet-i Kerime’sinde; inkarları dolayısıyla Allah’a kulluktan ve O’na yalvarmaktan yüz çevirenler hakkında şöyle buyrulmaktadır:

De ki (o inkârcılara): “Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! Siz (O’nun dinini) yalanladınız; artık bu yalanlamanın cezası, size yakın zamanda gelecektir.

Mü’min Sure’sinin 60. Ayet-i Kerime’sinde ise şöyle buyrulmaktadır:

Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir.”

Yaratılış gayemiz, Allah’a (c.c.) kulluk yapmaktır. Gayesine uygun hareket etmeyen kimsenin değeri de elbette yoktur. Zariyat suresinin 56. Ayet-i Kerime’sinde Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Ben, insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”

Bizi yoktan var eden, her türlü nimetleri karşılıksız veren yüce Rabbimizin bizden; acziyyetimizi bilerek kendi büyüklüğünü itiraf ile yalvarmamızı istemesi en tabii hakkı değil midir? Dua; Allah’ı zikir, O’nun nimetlerine şükür, O’nu kabullenmek, O’na sığınmak ve O’na en içten duygularla ibadettir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Dua ibadetin özüdür.” buyurmuştur.

 Muhterem Mü’minler,

Büyükler, kendisine yalvaran kimselere merhamet ve şefkatle muamele ederler. Yücelerin en yücesi ve merhametlilerin en merhametlisi olan Hz. Allah da (c.c.) bunu şöyle beyan buyurmaktadır:

“Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben (onlara) yakınım, bana dua ettiğinde duacının dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulalar.” [Bakara, 186]

Rabbimiz, kendisine nasıl dua edeceğimizi de şu ayet-i celileleri ile bize öğretmektedir:

“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a, korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenle­re Allah’ın rahmeti çok yakındır.” [A’raf, 55,56]

“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, alçak sesle sabah akşam rabbini zikret, gafillerden olma” [A’raf, 205]

Peygamber efendimiz’den (s.a.) rivayet edilen birçok dualar vardır ki onlarla Rabbimiz’e yalvarabiliriz. Fakat en önemlisi, bu dualarla birlikte kişinin her türlü istek ve arzusunu, kalbinden geçtiği gibi samimi bir dil ve duygu ile Rabbi’ne arz etmesidir.

Duanın daha çabuk kabul görmesi için ise, her türlü günahtan arınmış temiz bir kalb, dil ve aza ile Mevla’ya yalvarmak lazımdır. Hutbemi Allah dostlarından bir zatın nasihati ile bitirmek istiyorum.

Basra halkı, Hasan-ı Basri Hazretlerine gelerek:

“-Ya imam, dualarımız kabul olmuyor, acaba nedendir?” diye sorarlar. Hasan-ı Basri Hazretleri de:

-Siz kulluğunuzu düzgün yapın, O, Rablığını bilir” cevabını verir.

日本語

استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: وَاِذَا سَأَلَكَ عِبَادِى عَنِّى َفِانِّى َقَرِيبٌ  اُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِى َوَلْيُؤْمِنُوا بِى لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ.

قال رسول الله {صلعم}: اَلدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ

ムスリムの皆様、

今日のフトバはドゥアー(願い事)の重要性についてです。

ドゥアーとは、ALLAHに願うこと、ALLAHから求めることを意味します。自分の無力を知って、過ちを認める人々はALLAHにドゥアーします。これはしもべであることの証しです。

スーラ・フルカン、アーヤ77でALLAHを否定することでALLAHのしもべとして行動をさけて、ドゥアーしない人に対して次のように述べられています。「(その否定する人々にこう)言いなさい:しもべとしてのイバーダやドゥアーがなければALLAHはあなたたちに価値を与えないでしょう。あなたたちは(その宗教)を否定した。その否定の罰は近いうちにあなたたちに来る。

スーラ・ムゥミン、アーヤ60でつぎのように伝えられます:「ALLAHは次のように言いました:私にドゥアーすれば、それに応じる。イバーダをしない尊大な人々は恥をかかされてジャハンナムに落ちると。

私たちが創られた理由はALLAHにイバーダをするためです。その目的に合わない行動する人々に価値がありません。スーラ・ザーリヤート、アーヤ56で「私は人間やジンを私にイバーダをするため創った」と伝えられます。

私たちを何もない所から創って、様々な恵みをー恩返しを求めずー与えたのはALLAHです。それに対して私たちに自分が無力であることを知って、ALLAHの偉大さを認めて、ALLAHに願うことは当たり前ではないでしょうか?

ドゥアーは、ALLAHをズィクルし、その恵みに感謝、ALLAHを信じ、ALLAHの守護を求め、真心でALLAHにイバーダすることでもあります。

ラスールッラー(s.a.w.)は「ドゥアーはイバーダの本質である」と伝えました。

ALLAHは強く願っている人々を優しい扱いをします。それについてクルアーン・カリームで「しもべたちは私のこと尋ねると疑いなく私は彼らに近いです。私にドゥアーするとそれに応じる。そしたら、私の招待に応じて、わたしを信じれば正しい道に導かれる」と伝えました。

ALLAHは、私たちはどういうふうにドゥアーすべきかをクルアーン・カリームで教えます:

ALLAHに強く願いながらそっとドゥアーしなさい。ALLAHを度を超す人々を好まない。地上が正された後、混乱を起こすな。畏れて希望を持ちながらALLAHにドゥアーしなさい。良い行動する人々にALLAHのラフマ(慈悲)は近いのだ。

自分心の中で畏れながら強く願って、小さい声で朝や晩、ALLAHをズィクルしなさい、不注意な人になってはいけない

ラスールッラー(s.a.w.)から伝えられた様々なドゥアーがあります。そのようなドゥアーで願うことが出来ます。しかし最も大事なのはそのドゥアーと一緒に自分のすべての希望を真心でALLAHから求めることです。

ドゥアーが早めに叶えられるため、すべての罪から離れた純粋な心、口、体で願うことが必要です。

フトバをハサン・バスリーが伝えたことで終了させます。

バスラという町の住民はハサン・バスリーに来て「私たちのドゥアーが叶えられない。なぜでしょう?」と聞かれました。ハサン・バスリーは次のように返事した:「あなたたちはしもべがとるべき正しい行動をとりなさい。そしたら、ALLAHはドゥアーに応じるでしょう。」

× Bize Ulaşın