Skip to main content

TÜRKÇE

استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: وما ارسلناك الا رحمة للعالمين

قال رسول الله {صلعم}: اِنَّمَا اَناَ رَحْمَةٌ مُهْدَاةٌ

Muhterem Mü’minler,

Hutbemiz MEVLİD KANDİLİ hakkındadır.

Kâinat’ın yaratıldığı günden bu ana kadar tarih içerisindeki en müstesna ve en kıymetli zamanlardan biri hiç şüphe yok ki Miladi 571 yılı, Rebî’ul-evvel ayının 12. (onikinci) Pazartesi gecesidir. Zira bu gecede Kainâttaki en faziletli insan olan Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz dünyayı şereflendirmiştir.

Allahü Teâlâ en evvel Rasül-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’in nurunu ve ruh-i şeriflerini halk etmiş ve ondan sonra da diğer bütün mahlûkatı O’nun yüzü suyu hürmetine yaratmıştır. “Habibim sen olmasa idin eflakı yaratmazdım”, hadis-i kudsîsi ile “Âdem (a.s.) su ve toprak arasında bir halde iken (henüz ruh üflenmemişken) ben Nebî idim”, hadis-i şerifi bu hususa delildir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in fazilet ve değerini Cenab-ı Hak birçok Ayet-i Kerime ile beyan buyurmuştur. Enbiyâ Suresi’nde: “(Resulüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” buyrulmaktadır. Bu Ayet-i Celile şu şekilde tefsir olunmuştur: “Ey Rasulüm, başka bir sebep için değil ancak bütün âlemlere ve bil-hassa akıl sahiplerine merhamet ettiğimiz için; başka bir halde değil ancak âlemlere rahmet olarak sana risalet verdik. Risaletin, umuma bir rahmet-i ilahiyye ve sen umumi bir rahmetsin ki bütün akıl sahiplerine kurtuluş yolunu sen göstereceksin. İki cihanda saadet sebebi olan dini sen (ve senin hakiki varislerin) tebliğ edecek ve bütün âlem bundan istifade edecektir. Artık vay o bedbahtların haline ki bu rahmetten kaçınırlar ve bu nuru görmezler.”[1] Bir Hadis-i Şerif’te şöyle buyrulmaktadır: “Ben ancak hediye olunmuş bir rahmetim.”[2]

İmam-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sâni Hazretleri, Mektûbât-ı Şerife’sinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in faziletinden ve meziyetlerinden bahsederken; “Ben, Hz. Muhammed (s.a.v.)’i sözlerimle medh etmeye kadir değilim. Ancak sözlerimi O’nunla süslemiş olurum” mealindeki beyti nakletmiş ve devamında hadis-i şeriflerden istifade ederek şöyle buyurmuşlardır: “Muhakkak ki Allahü Teâlâ’nın Rasulü olan Hz. Muhammed (s.a.v.) Âdemoğlu’nun efendisidir. Kıyamette insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur.  O önce ve sonra gelen insanların içinde Allahü Teâlâ indinde en mükerrem şahıstır. Kabri ilk açılacak olan; ilk şefaat edecek olan; şefaati ilk kabul edilecek olan; Cennet’in kapısını ilk çalacak olan ve Hz. Allah’ın kendisine kapıyı ilk açacağı kişi yine O’dur. Kıyamet günü Livâü’l-Hamd sancağını O taşıyacaktır.”[3]

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in fazilet ve meziyetlerini saymakla bitirmemiz ve kelimelerle ifade etmemiz elbette mümkün değildir. Kaside-i Bürde’de “Muhakkak Rasülüllah (s.a.v.)’in faziletleri için bir had ve sınır olsa idi onları konuşarak anlatabilirdik. Onun faziletlerinin hadd-ü sınırı yok ki anlatabilelim. O’nun zatı hakkında ne kadar şeref nisbet edersen et ve yine onun kadrinin yüceliğini ne kadar anlatabilirsen anlat yine de ifade etmiş olamazsın”, mealindeki beyitler bu hakikatleri ifade etmektedir.

Bütün Peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü olan böylesine müstesna bir peygambere ümmet olma ve O’na iman etme şerefini nasip eylediği için Cenab-ı Hakk’a ne kadar şükredilse azdır. Bu nimetin hakikatine ermek yani hakiki ümmet olabilmek için daima dua etmeli. Fesadın yayıldığı şu zamanda Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Akidesine ve Sünnet-i Seniyye’ye, Hadis-i Şerif’te geçtiği üzere azı dişleriyle yani dört elle sarılmalı; sünnet-i Peygamberiyye’nin ihyası için, bütün gücüyle gayret sarf etmelidir

Muhterem Mü’minler,

İdrak edeceğimiz Mevlid Kandili’ni elden geldiği kadar ibadât-ü taatla geçirmeye çalışmalıdır ve sadece bu gece değil her zaman çokça salâvat-ı şerife okumalıdır. Şu Hadis-i Şerifler, salâvat-ı şerife’nin faziletini anlamamıza yardımcı olacaktır: “Kim bana bir defa salât-ü selam getirirse, bu sebeple Allahü Teâlâ ona on misli merhamet etsin”[4] ve “Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salat-ü selam getirenleridir.”[5] Ayrıca Mevlid Gecesi’nde Tesbih Namazı kılınması da tavsiye olunmaktadır.

[1] Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, cild 5, sayfa 3375

[2] Hâkim, El-Müstedrek ale’s-Sahihayn, cild 1,sayfa 91, hadis 100

[3] Mektubât-ı Şerife, cild 1, sayfa 87, mektup 44

[4] Sahih-i Müslim, Salat 70 ve Ebû Dâvût, Vitir 26

[5] Sünen-i Tirmizî, Vitir 21

日本語

استعيذ بالله بسم الله الرحمن الرحيم: وما ارسلناك الا رحمة للعالمين

قال رسول الله {صلعم}: اِنَّمَا اَناَ رَحْمَةٌ مُهْدَاةٌ

ムスリムの皆様、

9月26日火曜日を水曜日に結ぶ夜マウリードの夜を祝います。そのため、今日のフトバはマウリードの夜についてです。

創造物が創られた日より今まで史上で優秀で大切な時期の一つは疑いなく571年ラビーウル・アッワル月の12日月曜日の夜です。なぜならその夜に最も優れた人間であるラスールッラー(s.a.w.)がこの世に名誉をもたらしたからです。

ALLAH(s.w.t.)は何よりも先にラスールッラー(s.a.w.)のヌール(お光)や魂を創って、その後、すべての創造物を彼のために創りました。「私の預言者よ、もしあなたがいなければ創造物を創ることはなかった」というハディース・クドゥスィーや「アーダム(a.s.)は水と土の間の状態でいた際、私はすでに預言者だった」というハディース・シャリーフはその証拠であります。

ラスールッラー(s.a.w.)の善良や価値をALLAH(s.w.t.)は数多くのアーヤ・カリーマで説明しました。スーラ・アンビヤーで「預言者よ、私たちはあなたを創造物にラフマ(慈悲)として送ったのだ」と伝えられます。このアーヤは次のように解釈されました:「預言者よ、他の理由ではなくただすべての創造物や特に知性を持つ人間にラフマ(慈悲)を示すため、他の状態ではなくただ創造物にラフマ(慈悲)としてあなたを預言者にした。あなたは預言者であることはALLAHのラフマ(慈悲)であって、あなた自身はすべてにラフマであある。人間に救済の道を教えるのはあなただ。この世でもあの世でも幸せの理由であるイスラームをあなた(やあなたの真の相続人たち)が教えて、すべての創造物はそれで恩恵を受ける。そのラフマを避ける人々には残念だ。彼らにはそのヌールが見えないだろう。」また他のハディース・シャリーフで次のように伝えられました:「私は贈られたラフマ(慈悲)である」

イマーム・ラッバーニー(k.s.)はラスールッラー(s.a.w.)の善良や特徴について説明する際「私には自分の言葉でラスールッラー(s.a.w.)を誉めることが出来ない。ただ私の言葉をラスールッラーで美化することになる」という意味の詩を伝えて、その続きにハディース・シャリーフを参考に次のように伝えました:「確かに、ALLAHの預言者であるムハンマド(s.a.w.)は人類の指導者である。審判の日に人間が最も頼る方である。彼は彼以前の人間の中でも、彼以降の人間の中でもALLAHの御許で最も優れた方である。お墓は最初に開かれる方も、最初にシャファーアする方も、シャファーアは最初の認められる方も、ジャンナ(天国)の扉を最初にノックする方も、その扉が最初に開かれる方も彼である。審判の日にリワーウル・ハムドの旗を運ぶのも彼です。」

ラスールッラー(s.a.w.)の善良や特徴は数えきれないほどあって、言葉で表現することも出来ません。カズィーダ・ブルダという詩で「確かにラスールッラー(s.a.w.)の善良に制限があるとしたら、それらを語って説明できていた。」

× Bize Ulaşın